Adana kalesi surları, Adana'nın Mısır Kölemenleri tarafından işgali esnasında 1836 da Mısırlı İbrahim paşanın emriyle yıktırıldığı için bugün bir iki parça duvar enkazından ve "Kalekapısı", "Tarsuskapısı" gibi isimlerden başka bir eser ve hatıra kalmamıştır. 26 Aralık 1706 da Adana'ya gelen seyyah P. Lucas, Adana kalesini gezdiğini beyan ederken şöyle demektedir :
"Adana'nın ortasından Paris'in Sen nehri büyüklüğünde Çakıt (Seyhan) ırmağı geçmektedir. Bu nehrin kenarında şehrin kalesi vardır. Bu kale küçük olmakla beraber sağlam bir temel üzerinde sağlam yapılmıştır. Bir gün buradan geçerken kale kumandanı beni davet etti ve kaleyi gezdirdi. Üzerinde kuleleri bulunan surun, kale kadar eski olan kapısından içeri girdik. Bu kapının alt tarafı büyük demir levhalardan, üst kısmı da üç parmak kalınlığında at nallarından yapılmıştı. Buradan sonra dar yollardan giderek muhafızların oturduğu garnizona vardık. Burada askerlerin aileleri de bulunuyordu ki, sayıları kırktan fazla değildi. Bundan sonra surları dolaştık. Ben burada yalnız küçük bir top gördüm. Bir kaç tane de mühimmat deposu vardı. Fakat bunların hepsi boştu. Kalede başka görülmeğe değer bir şey yoktu. Çevresi 300 metreden fazla olmayan bu kalenin içinden büyük gözlü bir taş köprüye geçilmekte ve buradan şehrin dışına çıkılmaktadır. Bu köprünün sağ kolu üzerinde büyük su kemerleri ve bunların alt tarafında da nehirden su çeken su dolapları bulunuyordu. Büyük kemerli su yolları ırmaktan alman suyu kanallar vasıtasıyla şehre isal ediyordu. Adana kadar güzel ve fazla çeşmesi bulunan bir yer yoktur diyebilirim." İngiliz seyyahı Kinneir de 1813 - 1814 de Adana'yı ziyaret ettiği zaman Adana kalesi hakkında şu kısa notu vermektedir: "Seyhan kenarındaki kale, köprüden uzak değildir ve taşdan yapılmış kuleli duvarlariyle tahminen 1/4 millik bir çevreye maliktir." |